İstanbul'un bilinen tarihi değişiyor!.. M.Ö. 4500-5000 yıllarına ait...
Beşiktaş'taki arkeolojik kazılar, İstanbul'un bilinen tarihini değiştiriyor. 8 metre derinlikte milattan önce 4500-5000 yıllarına ait pişmiş topraktan yapılan çanak çömlek parçaları olan keramikler bulundu. İşte detaylar...
Beşiktaş'taki çalışmalar sırasında 8 metre derinlikte milattan önce 4500-5000 yıllarına ait pişmiş topraktan yapılan çanak çömlek parçaları olan keramikler bulundu. Bu buluntularla İstanbul'un bilinen tarihi daha eski dönemlere taşındı. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Rahmi Asal, ''Urfa'nın Göbeklitepe'si varsa İstanbul'un da Beşiktaş'ı var' diyorum. Beşiktaş için hiç beklenen bir durum değildi. Çok çarpıcı bulgular'' dedi.
Yapım çalışmaları devam eden Kabataş-Beşiktaş-Mecidiyeköy- Mahmutbey Metro hattının Beşiktaş İstasyonu olacak alanda, İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından 2016'dan bu yana arkeolojik kazılar yapılıyor. Aralıksız devam eden kazılarda daha önce kurgan tipi mezarlar olduğu ortaya çıkmış ve Türkiye'de bulunmuş en eski kurgan tipi mezarların, İlk Tunç çağına ait olduğu tespit edilmişti. Kazılarda bulunan mezar sayıları 105'e yükseldi. Alandaki çalışmalarda Bizans ve Osmanlı dönemine ait su kuyuları da bulundu.
8 METRE DERİNLİKTE BULUNDU
Çalışmalardaki son aşamada 8 metre derinlikte Kalkolitik döneme yani milattan önce 4500-5000 yıllarına ait pişmiş topraktan yapılan çanak çömlek parçaları olan keramikler bulundu. Bu buluntularla İstanbul'un bilinen tarihi daha eski dönemlere taşındı. Beşiktaş kazılarında bugüne kadar Cumhuriyet, Osmanlı, Bizans, Roma, Yunan, ilk tunç ve kalkolitik dönem olarak 7 ayrı dönemi belirlenmiş oldu.
KURGAN TİPİ MEZARLAR
Çalışmalarda ayrıca bugüne kadar ilk Tunç Çağına yaklaşık milattan önce 3500-3000 yıllar arasına tarihlenen 46 adet kurgan tipi mezar tespit edildi. Çapları 1 ila 5 metre arasında değişen dairesel planlı taş dizilerinden oluşan kurganların içinde ve dışında toplam 115 adet mezar bulundu. Kurgan tipi gömütlerin yer aldığı mezarlık alanında iki tür gömü yer alıyor. Birincisi kremasyon yani cesedin yakılarak gömüldüğü mezarlar. Bugüne dek 109 adet kremasyon mezar tespit edildi. Cesedin yakıldığı yerde kemiklerin etrafı taşlarla çevrelenmiş ve kapatılmış mezarların yanı sıra kremasyon alanında yakıldıktan sonra kurgan içine veya kurgan dışına kemiklerin gömüldüğü mezarlar da mevcut. Kremasyon alanında yakılan cesetlerin kemiklerinin doğrudan toprağa gömüldüğü mezarların yanı sıra, pişmiş toprak kapların içine konulup toprağa gömülmüş urne tipi mezarlar da alanda tespit edildi. İkinci olarak ise bugüne kadar 6 adet basit toprak mezar ortaya çıkartıldı. Mezarların bazılarında mezar hediyesi olarak bırakılmış ağırşak, taş balta, pişmiş toprak kap, figürin bulundu. 10 yaşında bir çocuğa ait kurgan tipi mezar ise dikkat çekti. Mezarda cenin pozisyonundaki kemikler bütüncül halde bulundu.
SU KUYULARI BULUNDU
Öte yandan bugüne kadar 3 tane 'Bostan kuyusu' olarak adlandırılan su kuyusu da bulundu. Osmanlı ve Bizans dönemine ait kuyuların bütünlüğünü koruduğu belirlendi. Kuyulardan birinin 6. yüzyıl Bizans döneminde, diğer iki kuyunun ise 16. ve 19. yüzyıl Osmanlı döneminde yapıldıkları tespit edildi.
"URFA'NIN GÖBEKLİTEPE'Sİ VARSA İSTANBUL'UN DA BEŞİKTAŞ'I VAR"
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Rahmi Asal, yeni keşiflerle ilgili bilgiler verdi. Asal, "İlk tunç çağı kurganlarımızı kazıp belgeleme çalışmalarımız devam ederken bazı noktalarda, uygun alanlarda sondajlarımızı devam ettirdik. Biz uygun gördüğümüz alanlarda çalışmalarımıza devam ettiğimizde ortalama 8 metrede kalkolitik döneme yani ilk tunç çağından daha eski, yaklaşık bin yıl öncesine ait çanak çömlek parçalarına rastladık. Gerçekten bu İstanbul için, hele Beşiktaş için hiç beklenen bir durum değildi. Çok önemli bir arkeolojik keşif. Bu dönemlere ait kimlikleri tespit etmek ancak kültürel anlamda mümkün. Ancak çanak, çömlek tipi, ölü gömme geleneği, varsa eğer yerleşim yerlerini kazabiliyorsanız, yeme içme geleneği, demografik yapısı gibi şeyler tespit edilebiliyor ama aidiyetle ilgili çok bir şey demek mümkün değil" dedi.
Asal, "Beşiktaş için gerçekten çok ilginç çünkü Beşiktaş'a ait arkeolojik veriler ne yazık ki çok mevcut değildi. Daha çok antik kaynakların veya araştırmacıların belli şeylere dayanarak verdikleri bilgiler vardı. O da en fazla Bizans dönemine ait veya Osmanlı dönemine ait bulgulardı, bilgilerdi. Yani Yunan'ı, Roma'sı, ilk tuncu, hele kalkolitik çok ilginç. Umarım kalkolitikten sonra neolitik dönemi de buluruz. İstanbul için gerçekten çok çarpıcı bir şey ortaya çıkar. Şu anda da zaten çok çarpıcı. Ben arkadaşlarımla konuşurken esprili bir şey olarak 'Urfa'nın Göbeklitepe'si varsa İstanbul'un da Beşiktaş'ı var' diyorum. Gerçekten kent olarak, bölge olarak en az onun kadar etkili bir keşif" diye konuştu.