Erdoğan, Site kültürü ülkemizde egemen olmaya başladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki Şehir Güvenliği Sempozyumu'nda konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Site kültürü bizim kültürümüz değil, ama ne yazık ki bu anlayış ülkemizde egemen olmaya başladı" dedi. Belediye başkanlarını uyaran Erdoğan, "Benim bir ricam var; o da şudur: Özellikle şehirleşmede inşaatlarda bütün mesele sizin kaleminizin ucundadır. Bir defa buradan asla taviz verilmemelidir. Küçük hesaplar yaparsak şehirlerimize ihanet etmiş oluruz." açıklamasını yaptı. "İdlib'de 200-250 bin mülteci sınırımıza doğru hareket halinde" diyen Erdoğan, "Karşılıklı tedbirler almaya çalışıyoruz. Biz Batı'nın yaptığı gibi bariyerler ve dikenli teller oluşturamayız. Adil ve insani olanı yapmak zorundayız" ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle; Şehir ve güvenlik konusu günümüzde daha çok konuşulması ve tartışılması gerekiyor. Şanlıurfa'daki Göbeklitepe'nin keşfiyle insanlık tarihi değişti. Şehir ile insan arasındaki ilişkiyi anlatan Göbeklitepe'nin ülkemizde bulunması kadim coğrafyamızın büyüklüğünün işaretidir. Bugün nüfusun 4'te 3'ünden fazlası il ve ilçe merkezlerinde ikamet ediyor. Güvenlik konusu artık çok daha önemli.
Site kültürü bizi kültürümüz değil. Ne yazık ki site kültürü anlayışı, ülkemizde egemen olmaya başladı.
Deprem, yangın ve hastalık gibi tabii afetlerde şehirleri ciddi manada sarsmıştır.
İstanbul, Kudüs, Diyarbakır gibi hala ayakta kalan surları ile ünlü pek çok şehir bulunuyor. Şehirlerin güvenlik sorunları bazen de içeriden kaynaklanmıştır. Büyük bir nüfusu küçük bir alanda güvenli şekilde yaşatmak sanıldığı kadar kolay değildir. Şehir ne kadar büyük ise güvenlik sorunları da o derece fazladır. Artık şehirlerimizin güvenliğini sadece kolluk güçleriyle koruyacak durumda değiliz. Yeni fikirler geliştirilmeli.
Her alanda olduğunu gibi şehirlerimizin de güvenliği konusunda dünyadaki tüm örnekleri inceleyecek ama sonuçta kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Şehirlerde yaşanan felaketlerin çok büyük insani ve fiziki maliyetleri ortaya çıktı.
Şehirleri tehdit eden unsurlar farklılaştı Bugünün şehirleri, trafik, çevre, alt yapı, imar, enerji, sağlık, insan kaçakçılığı gibi pek çok sorunla aynı anda mücadele etmek zorunda. Şehirlere zarar veren kaos dalgaları yaşanmıştır. Toplumsal eylemlerin merkezi daima şehirler olmuştur. Büyük sokak eylemleri şehirlerin karşı karşıya bulunduğu tehlikeyi ortaya koymuştur.
1960 ve 1970'lerin Türkiye'sinde gecekondu semtleri ile modern semtler arasında alt ve üst yapı yapı farkları vardı. Siyasi ve mezhebi fay hatları derin bir ayrım sebebiydi. Türkiye'nin yaşadığı dönüşümden şehirlerimiz nasibini aldı. Büyük yatırımlarla fiziki bakımdan ileri seviyeye geldik. TOKİ'nin öncülük ettiği kentsel dönüşüme belediyelerimiz ve özel sektörümüz sahip çıkmıştır.
Benim bir ricam var; o da şudur: Özellikle şehirleşmede inşaatlarda bütün mesele sizin kaleminizin ucundadır. Bir defa buradan asla taviz verilmemelidir. Küçük hesaplar yaparsak şehirlerimize ihanet etmiş oluruz.
Batı iyi günlerini yaşıyor. Güvenlik sorununu tehdit eden ne kadar uyuşturucu olayı varsa bunların baronları, terör örgütleri ile beraber çalışıyorlar. Batı ülkelerindeki şehirler açık hava hapishanelerine dönüştürüldü. Fransa'da yaşananları görüyorsunuz. Paris sokakları ne hale geldi görüyorsunuz. Bunları daha büyük sorunlar bekliyor. Türkiye'nin milli projeleri gerçekten çok geniş, azim ve kararlılıkla vizyonumuzu sürdüreceğiz.
Ülkemizde her gün olan olaylardan sadece biri batı ülkesinde olduğunda demokrasiden hemen taviz veriyorlar. Kadınları kaldırımlarda sürüklüyorlar. Türk polisi benzer bir şey yapsa dünyayı ayağa kaldırırlar. ABD ve batı dünyasında bu çarpık durum tekrar tekrar yaşanmıştır. Aynı ilkesizliği mülteciler konusunda da gösteriyorlar.
Terörizme ve suça karşı her türlü tedbiri almak devletlerin sorumluluğudur. Ancak bunu yaparken ilkeli davranmak da mücadelenin kendisi kadar önemli olmalıdır. İstanbul sokaklarını kaosa sürüklemeye çalışanların yanında yer alırken, aynı eylem Paris'te, Londra'da olunca sesiniz çıkmazsa kimse samimiyetinize inanmaz.
İdlib'de 200-250 bin mülteci sınırımıza doğru hareket halinde. Karşılıklı tedbirler almaya çalışıyoruz. Biz Batı'nın yaptığı gibi bariyerler ve dikenli teller oluşturamayız. Adil ve insani olanı yapmak zorundayız. Onların keseleri dolu gönülleri çorak. Kürt vatandaşlarımın temsilcisi olduğu söyleyenlerin onlarla uzaktan yakından ilgisi yok. Bazı ülkelerin dertleri başka.