Ekrem İmamoğlu: Türkiye'de her şey mümkün
Karadeniz turuna çıkan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendisine siyaset yasağı getirileceği iddialarına yanıt verdi. İmamoğlu, "Biri Ekrem'e böyle bir şey yapar, bir bakarsınız milyonlarca Ekrem ona sandıkta tokat…
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu 3 Mayıs günü bayramlaşmak üzere geldiği Karadeniz ziyaretinin ikinci gününü memleketi Trabzon'a ayırdı. Edinlen bilgilere göre; İmamoğlu yoğun Trabzon programı öncesinde konakladığı otelde basın mensupları ile kahvaltıda bir araya geldi ve soruları yanıtladı.
“ÜLKEDE DEĞİŞİMİN OLMAMASI MÜMKÜN DEĞİL”
Ziyaretlerindeki gözlemlerinin sorulması üzerine İmamoğlu, şu yanıtı verdi:
*Karadeniz'de değişim yüksek oranda var. Zaten olmaması yanlış olur. Çünkü Türkiye’deki bütün olumsuzluklar ekonomiden, yönetim biçimine eğitimden işsizliğe birçok konuda toplumun rahatsızlığı ya da memnuniyetsizliği yüzde 70-80 oranındaydı.
*Böyle bir sorun yumağı içinde olan ülkede değişimin olmaması mümkün değil ama değişimi tabii ki motive edecek, umutlandıracak olan da muhalefet bloğudur.
*Muhalefet bloğu da üzerine düşeni yapmaktadır. Özellikle 6'lı masanın bence tarihi birlikteliği ve yolculuğu şu an Türkiye için umut ışığıdır.
*Demokratikleşme, daha güçlü bir demokrasiye sahip olma 100 yıllık cumhuriyetin demokrasiyle taçlanması, bu masanın ana hedefi. Bizler de buna hizmet ediyoruz.
İSTANBUL'U YÖNETEN TÜRKİYE'Yİ YÖNETİR Mİ?
“İstanbul'u yöneten Türkiye'yi yönetir” yaklaşımı hatırlatılarak Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili sorular yöneltildi.
İmamoğlu “İstanbul her yönüyle lokomotif bir kent. Dolayısıyla duyarsız bir İstanbul ya da konulara hiç dahil olmayan bir İstanbul ya da hiç konuşmayan ağzını bıçak açmayan bir İBB Başkanı tasvip edilmez, bu doğru bulunmaz. 16 milyon insanın tarihi bir oyla seçtiği İBB Başkanı, Türkiye’deki birçok konuya hassasiyet göstermek, destek olmak, doğruları güçlendirme konusunda karakterli adım atmak mecburiyetindedir. Ben de bu sorumluluğu taşımakta özen gösteriyorum. Bunun anlamı ‘İstanbul'u yöneten Türkiye'yi yönetir' elbette değil. Ama o sorumluluk bilinci bende en üst seviyede var” yanıtı verdi.
“GÜNDEMİM CUMHURBAŞKANLIĞI DEĞİL DEĞİŞİM”
Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili de şunları söyledi:
*Cumhurbaşkanı adaylığı meselesi elbette ki benim gündemimde yok. Ama benim gündemimde önümüzdeki seçimde değişim var.
*Hem de tarif edemeyeceğim seviyede var. Bu değişime hepimizin ihtiyacı var. Örneğin en başta sorun yaşayan kişi benim. Yani ben burada 150 maddelik İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin engellendiği ya da sıkıntı çektiği, zulüm çektiği problemler diye sıralasam 150 yetmez, bir 150 daha yazarım. Ama bu masanın ilgisini çekmeyebilir.
*Türkiye’deki değişime, bu ülkedeki kamu yöneticilerinin ihtiyacı var. Bu ülkenin belediye başkanlarına ihtiyacı var. Samimiyetle söylüyorum, AK Partili belediye başkanlarının da ihtiyacı var.
*Çünkü sözünü söyleyemeyen, sesini çıkaramayan, bir konuda beyanda bulunamayan, belediye başkanı AK Partili olsa ne olur olmasa ne olur?
*Millet demokrasinin en güçlü kalesi olması gereken yerel demokrasi temsilcilerinin kendilerini temsil eden duyguları dile getirmekle mesul insanlar olduğunu bilir ve öyle seçer.
*Ama Türkiye’de konuşmanın hak ve özgürlüklerin bu kadar kısıtlandığı bir ortamda eminim ki bu değişime onların bile ihtiyacı var.
*Bu bakımdan ben meseleye süreç olarak bakıyorum ve bu sürecin değişimle taçlanması gerektiğine inanıyorum.”
“GENEL BAŞKAN İLE YARIŞ NE HADDİMİZE?”
Karadeniz gezisi nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile aralarında sorun yaşandığı, parti içinde adaylık yarışı olup olmadıklarına ilişkin sorular üzerine İmamoğlu, şu yanıtı verdi:
*“Bizim partimizde şöyle bir şey yok. ‘Genel başkanla yarış' ne haddimize? Böyle bir şey olabilir mi?
*Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisinin genel başkanlığı çok asil bir makamdır. Ama bizde şu da yok; genel başkandan izin alarak konuşmak, genel başkana ‘şunu söyleyebilirim' demek böyle bir şey de yok.
*Bunu sormanız doğru buluyorum çünkü şu anda Türkiye’yi yöneten iktidar böyle hareket ediyor. İnsanlara ne konuşması gerektiğini, metnini verdiğini düşünüyorum.
*Özgür iradeleriyle konuşma kültürünün ne yazık ki iktidar partisinde olmadığını düşünüyorum. Ama bizde böyle bir şey yok. Genel başkanımla elbette çok paylaşımda bulunan bir kişiyim. Ama bizim böyle bir ilişkimiz asla olmaz, olamaz.
*Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi’nin demokrat prensiplerine uygun değil. Ama biz de vatansever, görevini yapma konusunda hassasiyet gösteren, Türkiye’nin bu hassas döneminde de ne konuştuğunu ve konuşacağını bilen yöneticiler olarak en üst seviyede titizlikle hareket ettiğimizin altını çizeyim.
*Bizim gündemimizde ne cumhurbaşkanlığı meselesi, ne başka bir mesele ne de kıymetli mevkidaşım, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş ile bir yarış söz konusu. Elbette bir hizmet yarışı vardır. Bu da güzel bir yarıştır.
“YARINLAR İNSANA NE GÖSTERİR ALLAH BİLİR”
İBB Başkanı olarak Türkiye'nin genel siyaseti ile yakından ilgilenmesine ilişkin soru üzerine de İmamoğlu şu yanıtı verdi:
*İBB Başkanı’nın Türkiye siyaseti ilgilendiren konulara olan ilgisinin yüksek olması gayet doğaldır.
*Bunun yolculuğunun sonrası ne olur kısmı zaten eğer kişisel olarak tarif ediliyorsa o yolculuktan bir şey çıkmaz. Ama milletin tarif edeceği yolculuk yarınlarda insana ne gösterir onu Allah bilir.”
“KULÜPLERE YAKIŞMIYOR”
İmamoğlu sorular üzerine Trabzonspor ve Fenerbahçe kulüpleri arasındaki gerginlikle ilgili de açıklama yaptı.
İmamoğlu “Bence hiç yakışmıyor. Bunun bir an önce bitmesi lazım. Türkiye’de hiçbir kulübün, herhangi bir kulübün bile kavgası yakışmaz. Çünkü spor kavga alanı değil. Bundan beslenen yöneticiler olabilir. Bundan beslenen kulüp başkanları olabilir. Bilemem. Bundan beslenen spor yazarları da olabilir. Bir kısım taraftar da olabilir ama bundan hoşnut olan milyonlar yoktur. İçim acıyor. Olmaz böyle bir şey. Bu konuda Trabzonspor kulübü ve Fenerbahçe Kulübü arasında en azından birbiriyle neredeyse 50 yıla yaklaşacak tatlı rekabetin güzel bir ilişkiye dönüşmesi hususunda en hassas görev hangisiyse ben ona talibim. Ama çatışmanın ve oradaki seviyesiz, birbirine olan hakaretin ya da birtakım uygulamaların asla bir tarafı olmam. Bu bakımdan bir araya gelip bunu konuşmaları lazım. Bu kulüp başkanlarına düşer, divan başkanlarına düşer. Oturup buradaki husumet nedir, bunu gidermeleri gerekir. Yakışan da budur. Umarım düzelir” dedi.
“TÜRKİYE'DE HERŞEY MÜMKÜN AMA BİTMESİNE 1 YIL KALDI”
TİP Milletvekili Ahmet Şık'ın İmamoğlu'na seçim yasağı gelebileceği, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun tutuklanabileceği yönündeki açıklamaları soruldu.
İmamoğlu “Ahmet Şık beyefendinin ortaya koyduğu bu gündem var mıdır? Ya ne olmadı ki bu ülkede bu olmasın? Benim dünya masumu, hayatının sadece mesleğine adamış şehircilik planlama üzerine bir canciğer arkadaşım İBB’de görev yapan Tayfun (Kahraman)arkadaşıma 18 yıl hapis verdi bu ülkede bir mahkeme. Hükümeti düşürmekmiş yahu. Ya ben bu adamın 13 yıldır şahidiyim ya. Yani bu ülkede hangi kararlar alınmıyor ki? Allah hiç kimsenin evine adaletsiz, hukuksuz bir süreci yaşatacak kararla yüzleştirmesin. Sevgili eşine, o güzel çocuğuna bir kaç kez ziyarete gittim bu süreçte. Yani adaletsizlikle bizi sınamasın. Ama her şey mümkün. Yani biri Ekrem’e böyle bir şey yapar, bir bakarsınız milyonlarca Ekrem ona sandıkta tokat gibi bir cevap verir. Türkiye’de ne yazık ki her şey mümkün. Ama bu her şey mümkünün bitmesine de bir yıl kaldı” dedi.
SOYLU SORUSUNA YANIT VERMEDİ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya kutlamalardaki tepki ve Trabzonlu bakanlarla yaşadığı polemiklerle ilgili şöyle konuştu:
*Bizim insanımız beyefendi, ahlaklı, centilmen güzel konuşan insanları sever. Başka bir şey dememe gerek yok herhalde. Ben hiçbir zaman mevzu açmadım.
*Ama ne zaman benim işime karışan, benim alanıma müdahil olan ya da işimi engellemeye çalışan birileri olduğu an onlara cevabını vermekten de çekinmedim. Bahsettiğiniz kişiler bu dilleriyle benim muhatabım bile değiller.
*Ama kendime zarar veriyorsa şehrimin uygulamalarına dönük bir takım yorumlar yapıyorlarsa ya da ağza alınmayacak seviyesi düşük bir kısım cümlelerle hakaret etmeye kalkıyorlarsa ben de rahmetli Özkan Sümer’in zekasıyla onlara cevap veririm. Ama Sümer'in zekasında çıkarım yapmak da zeka ister.
MÜLTECİ AÇIKLAMASI: TÜRKİYE İÇİN AĞIR BİR KONU BU İKTİDAR ÇÖZEMEZ
İstanbul'da yaşanan mülteci sorunu hakkında İmamoğlu şu yanıtı verdi:
*Mülteci konusu bizim için de ağır bir konu. Türkiye için ağır bir konu. İşin kötüsü bazen güncel sorunların tabiri caizse bilançosunu çıkarmanız mümkün ama bu konunun bugünden analizini bile yapamıyorsunuz.
*Çünkü o kadar uzun yıllar toplumu meşgul etme riski var ki…İyi yönetilmediği takdirde çok büyük riskler ve problemlere gebe. Ne yazık ki Türkiye’nin dış politika sürecinin ve mülteci sürecinin kötü yönetilmesinden dolayı biz bugün bu sorunla karşı karşıyayız.
*Sıfır mülteci sorunu mu olurdu? Hayır, öyle demiyorum ama bu şekilde olmazdı. İlk dönemde öyle cümleler kuruldu ki; neredeyse hani ‘bütün nüfusunuzla gelin' diyen söylemler var açın bakın. Ya yazıktır, günahtır. Tabii ki biz vicdanı çok yüksek bir milletiz ama vicdan yönetilebilir olmalı.
*Vicdan karşı tarafa bile zarar verebilir olmamalı. Bu bakımdan yönetilen o kötü dış politika sürecinin ülkemizde olan ağır bedelini şu anda ödüyoruz. Elbette bunun çözümü mümkün ama yani bu çözüm sıfır sorun değildir.
*Çünkü artık Türkiye’de sadece Suriyeli göçmen mülteci sayısı 5 milyon civarında. Verilen rakamlara göre neredeyse 1 milyon çocuk Türkiye’de doğdu.
*Yani bu büyük rakamlar. Bu sorunla ilgili elbette ki sağlıklı bir dış politika süreci… Neler yaşamadı ki ülkede?
*En ağır düşmanca lafları ettiğiniz bir ülkeye en dostça ilişki bir anda kurabilir. Ve kalkıp ayağına gidebilir.
*Şimdi böyle bir süreç elbette karşınıza başka sorunları da getirir. Bugünkü iktidarın bu sorunu çözme kabiliyeti olmadığını düşünüyorum” diye konuştu.
MASRAFLARI KİM KARŞILADI?
Karadeniz gezisinin masraflarının kim tarafından karşılandığı da soruldu.
İmamoğlu “Tüm şeffaflığıyla İstanbul halkı belediye başkanının yapacağı bu tür organizasyonlarda kendi şahsına ait kısmını kendisi harcar. Ben öyle yapıyorum. Bir bölümünde de kurumun harcadığı bir takım lojistik katkı sunan şeyleri vardır. Geçenlerde buna benzer bir konu oldu. İstanbul’un çöp firmasına ait bir tekneyi İstanbul’da ulaşım için kullandığım ve büyük bir israf yaptığım yazılmıştı. Ben de onlara gidin 13 tane uçağın masrafını sorun demiştim. Nerelere kullanılıyor diye. Bir daha ki buna benzer bir basın toplantısında bugünün ve dünün bakanlarına bugünkü iktidar mensubunun akrabalarının bulunduğu ortamda aynı soruyu onlara sormanızı sizden itinayla rica ediyorum” dedi.