Doğa ve spor binlerce kişiyi buluşturdu
Türkiye’nin en büyük patika yarışları olan “İznik Ultra” etkinliği, bu yıl yedinci kez gerçekleştirildi. ‘İznik Ultra’ ile yüzlerce doğa ve spor tutkunları buluştu.
Türkiye’nin ilk ve en kapsamlı yarış barındıran “Ultra Maraton Festivali” İznik Ultra, Macera Akademisi-Race Setter tarafından düzenlenen etkinliğe, tarafından İznik Belediyesi’nin ev sahipliğinde ev sahipliği yaptı. Yedincisi gerçekleştirilen “İznik Ultra” yarışlarında 17 ülkeden 1000’e yakın sporcu katılarak, 21-22 Nisan tarihlerinde bir araya geldi ve 140, 90, 50, 30, 15, 5 km’lik parkurlarda rekabet etti.
Ayrıca Çocuk Koşusu etkinliğinde çocuklar, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ndan bir gün önce 23 Nisan’ı spor yaparak kutlama fırsatı buldu. İznik ve Orhangazi’ye bağlı köylerdeki halkın sporculara destek olduğu etkinlikte, 140 km’lik parkurun galibi erkeklerde Kemal Kukul, kadınlarda ise Sevil Toker oldu.
Bir ULTRA hikayesi
Koşu deneyimine 2014’ün Kasım’ında Avrasya Maratonu ile başladığını söyleyen Davut Hazar, ‘O zamanlar 5k koştuğum zamanlar kendimi mükemmel hissediyordum. Maraton koşanlara deli gözüyle bakıyordum ve diyordum ki delilik bu ve şuan geldiğim noktaya baktığım zaman ben, bende bir deliyim.’ diyerek sözlerine devam etti:
"İZNİK ULTRA ya 140 k yazıldığımda daha önce bu işin okulu Çekmeköy Ultrada çok koştum. Bakiye Duran abla bir efsanedir . Pamukkale’de 60k sapanca 50 be 2017 Kapadokya 118k ilk defa İZNİK 140 k deneyecektim. Soruyorlar bana heyecan var mı diye, bende heyecandan yok diyorum hep. İnsan yeni ayakkabı aldığı zaman bile heyecanlanıyor nasıl olmasın heyecan. Cuma günü erkenden İznik’e gittim, maksat yarış saatine kadar dinlenmekti. Ama heyecandan ve otelin konumundan bir türlü uyuyamadım."
"Cuma gecesi 24.00 da yarışa başladık tek derdim sabahı görmekti, çünkü hep aklımda gece biterse yarışın zor kısmı biter diye düşünüyordum. Sabah olduğunda daha 50k bitmişti ve önümde 90k vardı. 57k cp geldiğimizde yedek kıyafetlerimizi değiştirdik ve devam ettik. Dinlenme noktalarında birilerini görmek onlarla sohbet etmek o kadar güzel ki! 80k sonra artık yorgunluk ve uyku çökmeye başlıyor, kendinle o kadar yalnız kalıyorsun ki, kendinle soru cevap şeklinde sohbet ediyorsun bazen kendinle duyuyorsun, bazen kendine isyan ediyorsun. ‘Benim burada ne işim var’ diyorsun."
Sonuna kadar mücadeleye devam
"Bazen o kadar uykum geldi ki, dağdaki tüm yeşillikler bir ara hayvanat bahçesi gibi geldi gözüme. Hep anlatırlardı da inanmazdım, taşı tavşan kaya parçasını kaplan yapar olmuştum. Dikkatli bakınca her şey normale dönüyordu. Hadi diyordum hep kendime, bitirmen lazım o kadar umutlarla gelmiştim ki buraya, bırakmak olmazdı birde beni finişte bekleyen bir sürü dostum vardı. Bütün gün telefonla destek veren insanlar vardı ve benim bitirmem lazımdı."
Ultra demek, özgürlük demek
Ultra Maratonu’nda koşmanın hayatına neler kattığını dile getiren Davut Hazar, şu şekilde anlatıyor: "ULTRA ÇAYLAK RUNNERS diye bir gurup kurmuştuk kendimize oradan takip eden bir sürü arkadaş vardı takip eden. Son cp ye girdiğimde oradaki arkadaşlarım hadi dediler 15k var bitmişti. 125k dile kolay yazması da çok kolay ama hiçte öyle değildi, zor geçmişti. Ama son 15k bir umut ve sevinçle geçti sürekli neredesin diyen arkadaşlarımın motivasyonu destekleriyle finiş çizgisini görmek o kadar güzel bir duyguydu ki!..."
"Ultra demek özgürlük demek, kendini bulmak demek, yalnızlık demek, İsyan demek, dostluk demek, arkadaşlık demek… Ve bu yola gireceklere bir önerim, ekip çok önemli ve çok güzel dostluklar arkadaşlıklar, çok güzel sonuçlar, başarılar getiriyor. Koşan, koşmayı seven her insanın muhakkak bir ultra deneyimi alması gerekiyor. Bir daha bırakamazsın zaten. Yeni yarışlar yeni ultralarda görüşmek dileğiyle..."