Cumhurbaşkanı'ndan Putin'e anlamlı hediye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önsözünü yazdığı kitabı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e hediye etti.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı, yüzbinlerce belgeyi tarayarak Osmanlı-Rus ilişkilerinin 1700-1834 arasını kapsayan 134 yıllık tarihini aydınlatacak 464 sayfalık kitap hazırladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önsözünü yazdığı kitabı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e de hediye etti. Önsözde Türk-Rus ilişkilerinin önemini vurgulayan Erdoğan, “Dünyanın değişen dengeleri ve bölgemizde yaşanan hadiseler ülkelerimize barışın inşası için ortak emek harcanması gerektiğini gösteriyor. Bugün bölgemizde barışın tesisi için gösterdiğimiz ortak çabalarımızın daimi olması en büyük arzumuzdur” ifadelerini kullandı.
Osmanlı-Rus ilişkilerini analiz eden Türkçe ve Rusça dillerindeki ‘Osmanlı-Rus Antlaşmaları’ adı kitapta 1700-1834 arasını kapsayan 134 yıllık tarih ele alınıyor. Yüzbinlerce belge taranarak hazırlanan kitabın önsözünü Erdoğan, yazdı. Türkiye ve Rusya arasındaki dostluğun pekişmesi için en büyük yol göstericinin tarih olduğunu belirten Erdoğan, önsözde şöyle dedi:
Tarihimize baktığımızda ‘coğrafya kaderdir’ sözünün doğruluğunu tüm berraklığıyla görebiliyoruz. Selçuklu’nun ardından kurduğumuz Osmanlı Devleti, cihan hâkimiyeti yolunda ilerlerken, kuzeyimizde Ruslar da benzer bir mücadeleye girişmiştir. Ruslar, coğrafi kaderlerini değiştirebilmek için hep ‘sıcak denizlere inip dünya ticaret yollarında varlık gösterebilme ve müreffeh bir hayat sürme’ hayali kurmuştur. Coğrafi keşiflerin tesiriyle yön değiştiren ticaret yollarını yeniden Doğu Akdeniz istikametine çekmek isteyen Osmanlı için tıpkı daha öncekilerin yaptığı gibi, bazı devletlere imtiyazlar vermiştir. Bunu dünya ticaret yollarına kavuşmanın bir adımı olarak gören Rusya da, Osmanlı-Rus savaşlarının ardından yapılan tüm antlaşmalarda benzer ticari ayrıcalıklar elde etmek için çabalamıştır.
Aralarında çok çetin savaşların ve çekişmelerin yaşandığı bu iki devlet, yeri gelmiş birbirlerinin hayat kaynağı da olmuşlardır. Öyle ki, birinin tarihinden diğerini çıkartmaya kalktığımızda, her ikisinin de tarihi eksik kalır. Bu derece yakın ilişki, her iki milletin hafızasında derin izler ve kültürel tesirler meydana getirmiştir. Gerek Kavalalı Mehmet Ali Paşa isyanına karşı Osmanlı Devleti ile Rusya arasında yapılan askeri iş birliği ve Hünkar İskelesi Antlaşması gerekse Kurtuluş Savaşı’nın çetin yıllarında gerçekleşen Rus yardımı da hâlâ milletimizin hafızasında önemli bir yere sahiptir.