Camiayı ayakta tutacak olan taraftarlardır

Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, siyah-beyazlı kulübün gündemine dair flaş açıklamalarda bulundu.

Beşiktaş Medya Grup

Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, katıldığı bir radyo programında Beşiktaşla ilgili gerçekleri ifade etti. Ancak, kamuoyunda yanlış anlaşılmalar neticesinde yapılan hatalı yorumları ve çarpıtmaları engellemek amacıyla siyah-beyazlı kulüp, Başkan Çebi’nin söz konusu radyo programında yaptığı konuşmanın tam metnini yayınladı:

“Taraftarlarımızın desteği olmadan ne bu takım enerjik hale gelebilir ne yönetim kurulu motive olabilir. Ben de bir taraftarım. Taraftar demek, el ele vermek ve beraber olabilmektir. Maçlarda taraftarlarımızdan pozitif destek istiyorum. Takımı motive edecek tezahüratlara ihtiyaç var. Takımdaki her oyuncu kıymetli. Onları demotive edecek hareketlerden kaçınmalarını rica ediyorum. Takımı motive ettiklerinde sonuçların pozitif olduklarını görüyorlar. Pozitif tezahürat, pozitif sonuç getirecektir.” ‘Ceketi alan gitmiş, kaçmışlar’ “Gri bir ortamda kendimi hissettim. Her şeyin bittiğini hissettiren bir hava vardı. O günden çok olumsuz etkilendik. Önemli profesyonellerin biz gelmeden ayrıldıklarını hatta tazminatlarını aldıklarını gördük. Hem haksızlıklara üzüldük hem de Beşiktaş’a verdikleri zarara üzüldük. Bu durum, kulübün her tarafında etkiliydi. Ceketi alan gitmiş, kaçmışlar. Yönetici ve çalışan üst düzey insanlar kaçmışlar.” ‘Beşiktaş taraftarına parayla tezahürat yapıyorlar demek, Beşiktaş taraftarına hakarettir’ “Taraftara para verip bir başkan için bağırtmak hoş şeyler değil. Bağıranlar bu konuda bana gönül koyabilirler. Eski başkan isteseydi, bunları yapanları bulup doğru cevapları alabilirdi. Ben bu tarz hareketleri kabul etmiyorum. Kongre üyeleri için de bindirilmiş kıtalar dendi ama kongre üyeleri gereken cevabı verdi. Beşiktaş taraftarı, çok dik bir taraftardır. Kimseden beş kuruş alıp talimatla kimseye tezahürat yapmaz. Eğer bu tezahürat yapılmışsa içlerinden gelerek tepki vermek için yapmıştır. Birilerinin para vererek taraftarlarımıza tezahütat yaptırdıklarını söylemek Beşiktaş taraftarına hakarettir. Ben araştırılması için talimat verdim. Taraftarlar bilinçli bir şekilde tepki verdi. Benim taraftarlara hesap sorma hakkım yok, soracaksa Fikret Bey sorar.” ‘Fikret Orman’a kırgınım, küskünüm’ “Benim locama insanlar geldi. Bana ziyarete gelen insanlar fişleniyordu ve tehdit ediliyordu. Locama girip çıkan insanları bulabiliyorsanız, aleyhinizde tezahürat yapanları da bulabilirsiniz. Ben hala pusucunun kim olduğunu bilmiyorum ve derhal açıklamasını rica ediyorum. Taraftarlarımızın üstünde zan bırakacak ithamlarda bulunmasınlar. Fikret Orman’a kırgınım ve küskünüm. Ayrılmamdan önceki bir buçuk sene içindeki ‘hodri meydan’ ve ‘pusucular’ laflarının bana söylendiği ifade ediliyor. Ben bunun böyle olmadığını bilmek ve duymak istiyorum. Bu lafların kime söylendiğinin açıklanmasını istemek, bir ağabeyi olarak benim hakkımdır. Eğer pusucu bensem, ben de ona göre cevabını vereyim. İnsanlar sokakta ‘Ağabey bu sana söylendi’ dedikçe ben çok rahatsız olmaya başladım. Geçenlerde ortak bir arkadaşımız ‘Bunları senin yaptırdığını bana söylüyor’ dediğinden beri uyku uyumuyorum, çok rahatsızım. O eski başkan ben yeni başkanım. Böyle ithamlar Beşiktaş kültüründe yok. Biz hodri meydancıyız.” ‘Denetim Kurulu’nun hazırlanacak raporu açıklamasını istiyorum’ “Seçim arefesinde Serdal Adalı, ‘Ben yedi seneyi denetlemeye alacağım dedi ben de ‘Yedi sene değil on seneyi denetlemeye alacağım’ dedim. Muhalifimden gelen böyle bir talebi görmemezlikten gelmem söz konusu olamazdı çünkü o yedi senenin içinde ben de vardım. Benim olduğum dönemde de hatalar olabilir ya da hatasızdır. Bunların tespit edilmesi benim için çok önemli. Bu sebeple biz bu yola girdik. Buradan çıkacak sonuçların ne olacağını bilmiyorum. Hatalı şeyler varsa bunlar ortaya çıkacaktır. Belki de yapılan evraklar çok düzgündür. Diyorlar ya ‘Futbolcuyu alıyorsunuz, ne yapalım kötü çıktı. Ben de bilsem böyle olduğunu alır mıydım’. Yüksek ücretle alınan futbolcunun kötü çıkması yasal olarak suç değil. Bazı şeyleri açıkladığımızda savcılığa gidilecek konular olmadığını siz de göreceksiniz. Ama onları duymanız gerekir. Yargılamayı camia yapacak. Camia diyecek ki ‘Bu savcılığı ilgilendiren bir konu değil. Zaten bu belgelerle hiçbir şey çıkmaz’. Beşiktaşlı onu okudğu zaman ne olduğunu anlar ve yorumunu yapar. Biz de bunları taraftardan esirgeyecek değiliz. Bunları ben yaptırmayacağım. Geldiğim gün denetleme yapılması için Denetim Kurulu’na dilekçe verdim. Denetleme yaparken bütçe ve personele ihtiyaç duyuyorlarsa yardım etmeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Kendileri bu konuda birkaç yerden teklif almışlar. Herhalde önümüzdeki hafta bir kuruma denetleme işi verilecek. Raporların Denetim Kurulu tarafından açıklanmasını istiyorum. Benim görevim Beşiktaş’ı yönetmek. Denetleme görevi bana ait değil. O görev Denetim Kurulu’nda. Denetim Kurulu’na bütçe vereceğiz ve ortaya çıkacak raporu onlar açıklayacak.” ‘Seçimle göreve gelen kurul üyelerine görevi bırakın demeye hakkımız yok’ “Benim kurulları değiştirmek gibi bir yetkim yok. Kurulları kongre üyelerimiz seçti. Görevlerine devam ettikleri sürece ‘Görevi bırakın’ demeye hakkımız yok. Biz onları biraz daha aktif ve dikkatli olmaları için yönlendirici olabiliriz. Nasıl Denetim Kurulu’na ‘Geride kalan on seneyi denetle’ dediysek aynı şeyleri disiplin ve sicil kurulları için yapabiliriz. Sicil kuruluna bakıyorsunuz, birilerini adamı üye olabiliyor, diğerlerinin evrakları çekmecelerde bekliyor. Biz bunu engelledik. Hemen önümüze gelen evrakların tamamını sabıkası yoksa, Beşiktaşlıyım diyorsa üye yaptık. Kim olduğuna bakmadık. Üye olmaya hak kazanmış her Beşiktaşlıyı üye yaptık. Aylardır, yıllardır bekleyen dosyaları geldiğimiz ilk hafta hallettik, şaşıranlar oldu. Disiplin kuruluna bakıyorsunuz; başkana hakaret edenler derha atılıyor ama ikinci başkana hakaret edilenler affediliyor. Adamına göre muamele. Tüzükte öyle bir şey mi yazıyor? Biz bunları ikaz ediyoruz ve dikkat edilsin istiyoruz. Biz af düşünüyoruz. Bunlar affedildikten sonra yeniden hakaret etmek olmaz, adı barış olsun. Tekrar hakaretler olması hoş olmaz.” ‘Camiayı ayakta tutacak olan taraftarlardır’ “Bir tribünde koltukların kaldırılması için statik hesaplar yapılıyor. Akustik konusunu görüşüyoruz. Ses düzenini yapan firmanın eksikleri olduğunu fark ettik. Stadın üstünü kapatamazsınız. Onları teknolojiyle çözmenin yolu olduğu söylendi. Çözüm yolları arıyoruz. Bir biletten yüzde on tasarruf etmek, beş lira on lira. Taraftarımız on lira tasarruf edecek ama Beşiktaş on milyon lira kaybedecek. Camiayı ayakta tutacak olan taraftardır. İkinci dönemin kombineleri ile ilgili bir düzenleme olabilir. Beşli kombine satışa çıkarttık ama taraftarlarımız ilgi göstermedi. Taraftarlar, ‘Takım iyi olsun gelelim’ diyor ama biz de ‘Siz gelin takım iyi olsun’ diyoruz. Bu iş beklemeyle olmaz.” ‘Zorluklara herkesin hazır olması lazım’ “Ağaçlı yolda ben her zaman yürüdüm. Özel uçağa binmeyi bilmiyorum. Kafile başkanı olarak takım uçağıyla uçarken bile ulaşım ve konaklama paralarımı ödedim. Gerçekten sorunlar çok büyük. Bu işin altından kalkmanın tek yolu taraftarlarımızın bizimle beraber olması. Beşiktaş camiası, bizim yanımızda olmayı bırakırsa biz dizlerimizin üstüne çökeriz. Bu işten çıkacaksak beraber çıkacağız. Biraz dertli bir adamım. İleriyi düşünüyorum ve bunlar beni tedirgin ediyor. Beşiktaş’ın her geliri temlikli. Kasamıza gelen para yok. Geldiğimiz günden beri kendi yağımızla bir şeyler yapmaya çalıştık. Yeni bir finans düzeni bulmaya çalışıyoruz. Bulamazsak mücadelemize ailece içimize kapanarak devam edeceğiz. Bu zorluklardan beraber çıkacağız. Zorluklara herkesin hazır olması lazım. UEFA’ya gidememekse gidememek. Evet acı gelebilir ama ben konuşmak zorundayım. Popülist konuşmanın faydası yok. Olacak demiyorum ama olabilir diye herkesin hazır olması lazım. Avrupa’ya gidecek kaynağınız yoksa ne yapacaksınız? Transfer yapamıyorsanız ya da oyuncuların maaşlarını ödeyemiyorsanız, finansal kurallar var. Biz bugüne kadar ödeme yaptık. Yapmaya devam edeceğiz ama bir gün enerji bitebilir, herkes buna hazır olsun. Ben bitecek demiyorum. Kötü günlerin gelme ihtimaline karşı herkesin hazır olması lazım. Onun olmaması için tek yol var, hep beraber el ele vermek. Birkaç kişiyle yürünecekse başarı gelmez ve bunun altından kalkamayız. Taraftarlardan beklentilerim; formalarını alacaklar, kombinelerini alacaklar, maçlara gelecekler, pozitif tezahürat yapacaklar ve yanımızda olacaklar. Seslerine ve paralarına ihtiyacım var açıkçası. Benim için öncelik Beşiktaşlıların ailesi ve yuvasıdır. Onların gözleri gülsün yeter. Önce aile ve çocuklarına mukayet olduklarını bilmek istiyorum. Artırabildiklerini Beşiktaş’a versinler. Eve lazım olan kulübe verilmez. Önce vatanım, milletim ve ailem. Bu sıralamayı yanlış yaparsak Beşiktaş’a katkımız olmaz.” ‘TFF Lisans Kurulu, transfer yapmamıza izin vermiyor’ “Transfer ihtiyacımız var. Santrafor ve orta saha bölgelerine oyuncu almak istiyoruz. Ama federasyon şu anda bize izin vermiyor. Bunu ilk açıklayan ben olayım. Lisans kurulu, transfer yapamayacağımızı söylüyor. Önce elimizdeki oyuncuların elden çıkarılması gerekiyor. Geçen yaz 16 milyon Euro’ya mal olan transferler nedeniyle limitimizin aşıldığını söyleniyor. Önce oyuncu satmamız gerekiyor. Kendi futbolcularımız çok kıymetli. Lisans kuruluyla biraz tartışacağız gibi gözüküyor. O yolu açabilirsek transfer yapmayı istiyoruz. Talisca, Aboubakar ve Cenk defterleri kapandı. Vereceğimiz paraya onlar gelmez. Bize para kazandıracak ve katkı sağlayacak oyuncuları bulmalıyız. Asıl beceri o. Talisca’da hata yapıldı. Oyuncunun kulübüyle satın alma opsiyonu imzalanmış ama oyuncuyla mukavele yapılmamış. Futbolcuyla sözleşme yapılmak istendiğinde oyuncu geçmiş olsun dedi. Orada nasıl bir hata yapılmış, bilemiyorum. Buna beceriksizlik mi diyelim, iş bilmemezlik mi diyelim, başka bir niyet mi diyelim? Yönetim kuruluna son seçildiğim dönemde dananın kuyruğu koptu. Transfer komitesi başkanı; toptan anlamayan, yabancı dili olmayan, tüccarlığı olmayan biriydi. Bu kişi neden bu göreve geldi ben anlamadım. Onun sonuçları olarak Talisca ve Aboubakar’da yapılan hatalar. Bir insanın lisanı vardır, çevresi vardır, futbol bilgisi vardır, pazarlık kabiliyeti vardır. Neye dayanarak bu göreve o arkadaş getirildi anlamadım. O günden sonra bütçelerimiz 90 milyon Euro üstüne çıktı. Gelen elini sallayarak gitti. Gidenlerin yerine bir çuval borçlanarak oyuncular alındı. Transfer dediğiniz zaman; futbolcu, kulüp ve menajer. Ne kadar az yaparsanız bu işi o kadar iyi. Her yaptığınız alış ve satış, kulübe faturadır. Son üç senede gidenler ve gelenler, tren istasyonu gibi bir kulüp oldu. Cenk, Demba Ba, Ersan ve Atınç satışları, muazzam bir dönemdi. Son döneme bakıyorum facia. Negredo, geldi ve gitti. İmza paraları verildi. İş bilmemekten olduğunu düşünmek istiyorum. O yüzden işlerin iş bilmeyenlere teslim edilmemesi lazım.” ‘Personel giderini düşürerek yılda 12 milyon TL tasarruf etmeyi planlıyoruz’ “Kendi şirketim de olsa gönderdiğim arkadaşları yine gönderirdim. Bu kararları tek başıma almadım. Giden arkadaşların çoğunun kim olduğunu bilmiyorum. Yöneticilerime güveniyorum. Kurumsal bir şekilde çalışıyoruz. Bazı yerler var; tasarruf döneminde olmasa da olur denen alanlar. O yerler olmayınca çalışanlarına da ihtiyaç olmuyor. Çalışanın yetkinliği yok, gitsin. Bir kişinin yapabileceği işler var o zaman diğeri gitsin yaklaşımıyla bu çalışmaları yapıyoruz. Yılda 12 milyon TL tasarruf edilmesini planlıyorum. Aralık sonunda bu rakamı ayda 1 milyon TL’ye oturtmuş olacağız. İşi yapamayanın da orada olması zarar. Kulüp ekstra zarara uğruyor. Kulüp uzun yıllar çalışanlarına para vermiş. Bunlar bizim kıymetlerimiz. Artık vermesin, biraz da siz Beşiktaş için sıkıntı çekin. Yusuf Tunaoğlu’nun kızı onurlu bir hanımefendi. Ben iyiyim, İstanbul’un dışına yerleşmek istiyorum’ dedi ve gitti. İşten çıkanlar için üzülebilirim ama dedim ya canımız yanacak. Burası tek başıma benim her şeye katlanabileceğim bir yer değil.” ‘Beşiktaş’ta trol hesaplar kullanmışlar’ “Altı devir hakkına sahip olan kombineli taraftarlarımızın neredeyse yüzde doksanı bu haklarını kullanmamış. Sadece, 59 kişinin altıncı devire dayandığını, onların ihtiyacı olduğunu bana raporladılar. Bu talep bize çok geldi. Sosyal medyda troller var. Trol hesaplara kafayı takmamak lazım. Eski yöneticilerin paralarını verdiği kişiler. Bunlar birkaç kişi ama etki güçleri çok sanılıyor. Evlerinden oturup yazıyorlar. Beşiktaş’ta trol hesaplar kullanmışlar. Bu işleri yapanların 'Sizinle işlerimize devam edebilecek miyiz' diye bize gönderdikleri mesajlar var.” ‘Ağzımdan çıkan her sözün doğru olması lazım’ “Önceki dönemde üyelik ücretleri düşürülmüştü ama her sene bin kişi geldi. Bunları yaptığımız zaman bir hücum bekliyorsunuz ama gelmiyor. İş insanlarına loca alın diyoruz ama ekonomik kriz var. Kafasına tuğla düşen bilir. Onun için suçlamıyorum. Ekonominin iyi olduğu bir dönemde böyle bir şey yapsak belki etkili olabilir. Ağzımdan çıkan her sözün doğru olması lazım.” ‘Acı ve tatlı günlerimiz olacak, her şeye hazırlıklı olalım’ “Taraftarlarımızı selamlıyorum. Pozitif katkılarına ihtiyacımız var. Kombine ve forma alsınlar. Ekonomilerini sarsmadan katkı sağlasınlar. İnşallah başarılı olacağız. Acı ve tatlı günlerimiz olacak. Her şeye hazırlıklı olalım. Biz bir camiayız.”