Başkan Çebi: Bir kumpasın içindeyiz, herkes uyanık olsun
Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, gündeme dair flaş açıklamalarda bulundu.
Beşiktaş JK Başkanı Ahmet Nur Çebi, siyah-beyazlıların UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Sporting CP ile oynayacağı maç için son antrenmanını gerçekleştirdiği Jose Alvalade Stadı’nda, gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Ahmet Nur Çebi’nin açıklamaları şöyle:
“Değişen puan sistemi nedeniyle şampiyonun direkt katılabildiği son sezonun son takımı biziz. Şampiyonlar Ligi adı üstünde seviyesi çok yüksek bir organizasyon. Güçlü takımları misafir ediyoruz ve onlara konuk oluyoruz. Oynadığımız üç maç istediğimiz gibi gitmedi. Önümüzde üç maç daha var. Kalan maçlardan iyi sonuçlar almayı arzu ediyoruz. Hedeflerimizde değişiklik yok. Kaybettiğimiz maçlar motivasyonumuzu olumsuz etkiledi. Sakatlıklar sezon başından beri yakamızı bırakmadı. Sakatlıklar ligi olduğu gibi Şampiyonlar Ligi’ni de negatif yönde etkiledi. Yine şanssız bir dönemdeyiz. Batshuayi, Pjanic, Vida ve Rosier gibi kaliteli, takıma katkı verebilecek, taraftarlarımızın göz bebeği futbolculardan uzakta bir maç yapacağız.” “Federasyon, Trabzonspor maçımızı Pazar günü oynatabilirdi” “Bu maçtan sonra ligin lideri ve güçlü bir takım olan Trabzonspor ile karşılaşacağız. Trabzonspor maçının Pazar günü oynanmasını çok isterdik. Perşembe gecesi İstanbul’a gelmiş olacağız. Cuma günü evinde dinlenen oyuncuyu neredeyse sıfır antrenmanla maça çıkaracağız. Federasyon bunlara dikkat etse çok daha iyi olacaktı. Anladığım kadarıyla yayıncı kuruluşun bu konuda ısrarları var. Pazar günü Fenerbahçe ile Galatasaray’ın maçları var. Pazartesi milli ara nedeniyle maç yok. Anlıyoruz ama bir defalık da olsa TFF, yayıncı kuruluşa baskı yaparak Pazar günü bir maçı saat 13.00’te, birini 16.00’da, birini de 19.00’da oynatabilirdi. Maalesef bu konularda dediğim dedikçilerin dediklerini yaptığımızda zararlı bizler oluyoruz.” “Taraftarlarımıza sesleniyorum; bana güvenin” “Hakem kararları bizi ve taraftarlarımızı üzüyor. Sosyal medyada taraftarlarımız “Başkan çıksana, elini masaya vursana” gibi söylemlerle yaşadıkları acılara tepki gösteriyorlar. Taraftarlarımız kesinlikle bilsinler ki ben gereken yerlerde, gereken şekilde, gereken tepkiyi gösteriyorum. Bunların kamuoyu önünde konuşulması laf kalabalığından başka bir şey değil. On yıllık yöneticiyim, ben bunları yaşadım ve gördüm. İlgili kişilerle gerektiği şekilde mücadele ediyorsanız bir nebze faydası var. Kamuoyu önünde konuşmak insanların gazını almaktan başka bir şey değil. Benim için taraftarlarımızı mutlu etmenin tek bir yolu var, o da kupalar getirmek. Taraftarlarımıza sesleniyorum; “Elini masaya vur, çıkın konuşun” lafını artık lütfen söylemeyin. Ben bunları fazlasıyla gereken yerlerde yapıyorum. Geçen sene de buna benzer söylemler oldu. Yine mücadelemizi verdik. Tabii ki haksızlıklar var. Bu haksızlıklara tepki gösterilecek. Bunun sonucunda Beşiktaş’a faydasının olması lazım. Ben nasıl “Şampiyon olacağız” dedim olduk, nasıl “Transferleri yapacağız” dedik yaptık. Bana güvendiler. Bana yine güvenmelerini istiyorum. Bana güvenmemelerini sağlamaaya çalışan bir muhalefet var. Lütfen onlara takılmasınlar. Beşiktaş’ın menfaati, başkanlarına olan güvenlerini ısrarla sürdürmelerinden geçiyor. Bana güvensinler, gereken yerde gerekenleri söylüyorum.” “VAR’a rağmen hatalar devam ediyorsa VAR’ın bir hükmü kalmamıştır” “Cüneyt Çakır çok büyük hoca, tamam peki hoca. Yepyeni bir hoca, VAR’a çağırıyor. VAR protokolünde bir sakatlık var. VAR’daki hakemin bariz bir hatayı görüp çağırması lazım. Çok ilginç bir şey, ne kadar bariz olduğu tartışılır. Cüneyt Çakır, yanındaki yardımcı hocayı çağırıyor. Koca hoca ne seyrettiğini anlamıyor. Demek ki bir şey net değil. O zaman VAR hakeminin çağırmaması gerekiyor. Koskoca Cüneyt Çakır’sın. VAR’daki hakem seni çağırıyor. VAR’ın varlık sebebi kusurları, hataları ortadan kaldırmak. VAR’a rağmen hatalar devam ediyorsa bunun anlamı hata olmaktan çıkar. VAR’daki hakem Başakşehir maçında da bunları yaptı. VAR’a rağmen hatalar devam ediyorsa o zaman VAR’ın bir hükmü kalmamıştır. O zaman burada başka şeyler aramak gerekir. Biz bunları gereken yerlerde seslendiriyoruz. Hakem sorunları ayyuka çıktığında MHK başkanının kellesi kopuyor. MHK istifa ediyor ya da görevden alınıyor. Defalarca MHK başkanı ve yönetimi değişti, bu iş düzelmiyor. MHK başkanını görevden almak, “Kuşa bak” demek oluyor. Bırakın bu kuşa bak işini. İşi çözmek istiyorsanız, sorunun MHK ya da TFF yönetimi olmadığını kabullenmeniz lazım. Döneceksiniz hakemlere. İşin başındaki sorun hakemlerdir. Bina eğriyse üzerine koyacağınız her şey de eğri olacaktır. Eskiler görevlerini öyle veya böyle yaptılar, bitti kardeşim vedalaşın artık genç arkadaşlar gelsin. Yapacaksa hatayı gençler yapsın. Ödeyeceksek bir diyet geleceğimiz için ödeyelim. Geçmişi bırakmayan hakemler yapısı bana göre Beşiktaş’a, Fenerbahçe başkanına göre Fenerbahçe’ye, Galatasaray başkanına göre Galatasaray’a zarar veriyor. “Kuşa bak” deyip, MHK başkanlarını değiştirip hiçbir şeyi geçiştiremeyiz. Yepyeni bir düzen kuracağız. Sistemi değiştireceğiz. Yeni sistem ve yeni hakemlerle yeni bir dünyaya yelken açacağız. Bu işin başka kurtuluşu kalmadı. Bu da bir cesaret işidir. Elini masaya vurma işi odur. Bağıra bağıra konuşmayla bir şeyler olmuyor.” “Bizdeki muhalefet yıkıcı yönde çalışıyor” “Her kulüpte bir muhalefet vardır. Yapıcı muhalefet vardır, yıkıcı muhalefet vardır. Bizdekiler maalesef bu ara yıkıcı yönde çalışıyor. Beni ve yönetimimizi eleştirebilecekleri hiçbir şey kalmadı. Ekonomiyi kendi içinde düzelttik. Finansman akışını sağladık. Şu anda kulüpten bir kuruş alacağı olan yok. Şampiyon olduk. Transferler de güzel. Biz bir yerde bir hata yapmadık. Sadece diyorlar ki, “Hakemler hata yapıyor ve sen konuşmuyorsun”. Ben de diyorum ki bana güvenin. Ben gerektiği yerde konuşuyorum. Ben televizyonda konuşuyorsam bilin ki şov yapıyorumdur. Gereken yerde gerekeni yapmıyorum demektir. Benden o zaman korkun.” “Bir kumpasın içindeyiz” “Sergen Yalçın ile aramızda ağabey kardeş ilişkisi var. Hocam burada istediği kadar görev yapacak. Çünkü ben ona güveniyorum. Sağlığı, iştahı ve arzusu yerindeyse ve burada kalmak istiyorsa hoca burada kalacak. Hocanın buradan gitmesini istediğim şeklinde bir algı yaratmaya çalışıyorlar. Bu en son yaratılacak bir algı. Artık ne yapacaklarını şaşırdılar. Televizyonlarda futbolcularımı küçük düşürücü ifadelerle ilgili de konuşacağım. Ben hocayla çalışacağım, bunu bana bir daha sormayın. Hocamı ve teknik kadromu seviyorum. Bunlarla ilgili milli takım arasında geniş bir açıklama yapacağım. Tek tek isimlerini vereceğim. Hangi televizyonlarda kimler, ne niyetle hocayla takımın arasını, futbolcuyla benim aramı, ilişkilerimizi bozmaya çalışıyor? Bir kumpasın içindeyiz, herkes uyanık olsun. Şimdilik bu kadarını söylüyorum. Televizyon programlarında iyi niyetli olan, bizi kamuoyuyla buluşturan arkadaşlarımıza minnet duygularımı ifade ediyorum. Kötü olanları biliyorum ve takip ediyorum. Bunu kamuoyuna açıkladığım zaman taraftarlarımız gereken tepkiyi çok şiddetli verir. Benim taraftarım her şeyin farkında.” “Galatasaray yöneticisi yanlış konuşmuş” “Bizim ve Galatasaray’ın attığı gol birbirine çok benziyor. Biz “Galatasaray’ınki gol değil” demedik. Bizimki gol dedik. Dolayısıyla Galatasaray’ın golünü gösterdik, “Bu golse bu da gol” dedik. Biz Galatasaray’ın golüne “Gol değil” demişiz gibi bir algı yaratıldı. O zaman kendi golümün gol olmadığını söylüyorum. Bu algı yanlış, bunu düzeltelim. Galatasaray maçından sonra yöneticileri centilmence açıklamalar yaptı, hakkımızla maçı aldığımıza dair. Sonra çıkmış bir tane yöneticisi, “O yöneticimiz öyle söyledi ama aslında biz öyle söylemedik, öyle değil böyle. Galatasaray maçı haksız kaybetti”. O arkadaş yanlış konuşmuş. İkisinden biri yanlış konuşuyor. Başkanlarına düşer hangisinin doğru söylediğini tespit etmek. Bazı insanların kulüplere girerek mesleki PR yapmalarını çok abesle karşılıyorum. O arkadaş da otursun oturduğu yerde mesleğini icra etsin. Kulübüne bildiği yerlerde yardım etsin. Futboldan anlamadan konuşana kadar, gitsin kulübünün hukuki sorunlarıyla ilgilensin. Ayıp etmiş, yanlış yapmış. Arkadaşını küçük düşürmüş, başkanını zor durumda bırakmış. Ona da buradan bu mesajı verelim. Masaya vuracaksam hakemlerden önce medyadakilerden başlayacağım. Hakemleri bir şekilde yenebiliriz. Ama bizi içimizden yaralamaya çalışanlara müsamaham olmayacak. Nerede masaya vuracağımı iyi biliyorum. Merak etmesinler. Bu işlere bir nokta koyarlarsa sözüm yok. Deriz ki bir hata yapmışlar, hatalarından döndüler ama devam ederlerse kesinlikle elimi masaya vuracağım.”