Açıklamalar birbiri ardına! Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'da dayısı olmayanın sesiyim. Ekrem İmamoğlu, yakıştıramadım kararlılığım arttı. Rıza Akpolat, destekliyoruz

İBB'de yaşanan olaylar Türkiye'nin gündemine oturdu!.. Müfettiş incelemeleri, öne sürülen iddialar üzerine  CHP adeta kenetlendi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2019'daki İstanbul seçiminin iptal edildiğini duyduğu anı anlattı ve şöyle dedi: "Allah içimdeki hissi biliyor. Bana bunu yapmayacaktınız. O kadar kararlılık doğurdu bende." İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı programda, İstanbul seçiminin iptali sırasında hissettiklerini anlattı. 

31 Mart 2019'da düzenlenen yerel seçimde rakibi Binali Yıldırım'ı 13 bin 729 oyla geçen Ekrem İmamoğlu, iktidarın usulsüzlük iddiaları nedeniyle mazbatasını alamamıştı. Yenilenen seçimde İmamoğlu aradaki farkı 800 bine çıkarmıştı. İmamoğlu, "Milyonlarca insanın sesi olduğunu düşünüyorum. Burada taraf olanları söylemiyorum. Benden yana düşünmeyenlerin bile aslında sesi oldum. Çünkü adaleti savundum. Ülkenin iyiliğini savundum" dedi ve şöyle devam etti: "'Seçim iptal olursa ne olur' diyen arkadaşlara ‘Fark atarız. Ama ben bunu ülkeme yakıştıramıyorum. Olmamalı' dedim. İptal ettiklerinde Sultanbeyli'de bir iftar sofrasındaydım. Arabaya bindiğimde Allah içimdeki hissi biliyor. Bana bunu yapmayacaktınız. O kadar kararlılık doğurdu bende. 1 saati aşan bir zaman dilimiyle Beylikdüzü'nde Yaşam Vadisi'ne gidip millete duygularımı aktardım. Bence toplum adına da hem ilk seçimdeki ‘hak yemem ve hakkımı yedirtmem' mesajım, hem o 6 Mayıs'taki topluma her şeyin çok güzel olacağını ifade eden konuşmam çok önemli iki andı diye düşünüyorum. Hem milyonlarca İstanbullunun hem de Türkiye'deki milyonlarca vatandaşın sesi olduğumu düşünüyorum.” RIZA AKPOLAT'TAN AÇIK DESTEK!.. Öte yandan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ta paylaştığı, ' İstanbul’un tüm ilçelerine eşit hizmet götüren ve Beşiktaş’ın yıllarca yok sayılan sorunlarını çözen İBB Başkanımız Ekrem imamoğlu’nun daima yanındayız. 16 milyon İstanbullu için birlikte omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz şeklindeki bir Twitter mesajıyla Ekrem İmamoğlu'na destek verdi.

Bu arada konu hakkında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'da birbiri ardına sert ve ağır tonda açıklamalar yaptı.

KEMAL KILIÇDAROĞLU; 'SİZİN DEĞERİNİZ, BİZİM BELEDİYE BAŞKANLARININ TIRNAĞI KADAR BİLE DEĞİL' CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında açıklamalarda bulundu. İçişleri Bakanlığı'nın “terörle iltisaklı personel çalıştırıldığı” iddiasıyla İBB'ye yönelik başlattığı özel teftiş ile ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, "Sizin feriştahınız da gelse bizim belediye başkanlarına bir şey yapamaz. Sizin değeriniz, bizim belediye başkanlarımızın tırnağı kadar bile değil" dedi. Kılıçdaroğlu: Sizin değeriniz, bizim belediye başkanlarımızın tırnağı kadar bile değil CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Devleti yönetenlerin kin ve öfkeden medet ummaması gerektiğini, milletin kavgadan bıktığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Kavgadan bıktık. Milletimiz bir taraf bunları yazıyor. Kavga istemiyor, huzur istiyor bu insanlar" dedi. İçişleri Bakanlığı'nın İBB'ye yönelik başlattığı 'terör teftişi' ile ilgili açıklama yapan Kılıçdaroğlu, "Belediye başkanlarımızın çalışmalarını hazmedemiyorlar, baskı kurmaya çalışıyorlar. Her türlü iftirayı atabiliyorlar. İntikam alacaklar, kimden? Efendim Ekrem İmamoğlu'ndan intikam alacaklarmış. Senin görevin ne kardeşim, git yakala. Ama yapmıyor, yapamıyor, yok böyle bir şey. İftira atıyorlar. İstanbul'un rantını o kadar çok yediler ki doymuyorlar. Yedirmeyeceğiz o rantı size" diye konuştu. "BU KADAR AKILDAN YOKSUN İNSANLAR NASIL SİYASET YAPIYOR ANLAMIYORUM" "Belediye başkanımız seçimle geldi. Sözde hakimler, dört pusuladan biri sahtedir dedi. Fark yükseldi" diyen Kılıçdaroğlu, vatandaşın adalet duygusuna güvendiğini dile getirdi. Aynı algıların Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a da yapıldığını hatırlatan, Kılıçdaroğlu, "Mansur Yavaş kazanırsa, faturaları teröristler toplayacakmış... Yav bu kadar akıldan yoksun insanlar, nasıl siyaset yapıyorlar anlamıyorum" diyerek tepki gösterdi. "Bunların temel görevi kul hakkı yiyerek beslenmektir" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Atadıkları bir bakan var, yapılmayan işi yapılmış gibi gösterdi. Bu adam bakan oluyor. Noldu bu dosya? Niye savcılar üzerine gitmiyor. Yolsuzluk dosyalarını tam yakalıyorlar, İçişleri Bakanı diyor ki bunları bana vereceksin. 35 yolsuzluk dosyası. Kapatıyorlar dosyaları. O dosyalar kapanmayacak, kul hakkı yiyenin burnundan fitil fitil getireceğiz. Sizin feriştahınız da gelse bizim belediye başkanlarına bir şey yapamaz. Sizin değeriniz, bizim belediye başkanlarımızın tırnağı kadar bile değil." DOLAR KURU TEPKİSİ Dolar kurundaki dalgalanmalara yönelik eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Dolar kurundaki oynamalardan, Türkiye tarihinin en büyük soygunu gerçekleşti. Zaten haram... Kul hakkından beslenen kişiler zaten haram yerler, zaten haram yiyorlar. Şimdi bu soygunun bütün detaylarını ortaya çıkarmak istiyoruz. Önerge verdi arkadaşlar, bugün görüşülecek. Bu önergeye kim hayır diyorsa, o yolsuzluğun ortağıdır. Bütün vatandaşları bugün Meclis TV'yi izlemeye davet ediyoruz. Soygunun ayrıntıları olacaktır. Bunu öğrenme hakkımız var. Bunu soracağız, 128 milyar doları nasıl unutmadıysak bunu da unutmayacağız." "FAHİŞ FİYATA ORTAM HAZIRLAYAN ERDOĞAN'DIR" Fahiş fiyatların oluşmasına ortam hazırlayanın Erdoğan olduğunu söyeyen Kılıçdaroğlu, "Erdoğan çıkmış, 'fahiş fiyat oyunlarıyla mücadelemizi kesintisiz sürdüreceğiz' diyor. Demek ki şunu kabul ediyor; bir fahiş fiyat var. Kimin yaptığını söylemiyor ama mücadele edecekmiş. Peki şunu sormak hakkımız, fiyatların fahiş olmasını kim sağladı, milletin önüne kim koydu? E zammı sen yaptın kardeşim" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, açıklamalarının devamında şunları dile getirdi: "Kademeli sosyal tarife uygula dedik. Şimdi sorma hakkımız var, elektrikte cumhuriyet tarihinin en büyük zammını yapan kim? Yüzde 127 elektriğe zam yapıldı. Elektriğe zam, iğneden ipliğe zam demektir. Fahiş fiyata ortam hazırlayan kim? Erdoğan. Fahiş fiyatlarla mücadele edeceğiz diyip, halka yalan söylen kim? O da Erdoğan. Doğalgaza zam yapıldı. BOTAŞ'a talimatı veren sensin, BOTAŞ ile mi mücadele edeceğiz. Fahiş fiyat uygulayan kiminle mücadele edeceğiz. Yav Allah aşkına zam yapmadığın bir şey açıkla. Açıklayamaz, ama ben bir tüyo vereyim teneffüs ettiğimiz havaya henüz zam yok. Korkmayın, geliyor gelmekte olan." "'EKONOMİNİN KİTABINI YAZDIM DİYOR', ZAMDAN BAŞKA BİR ŞEY YOK O KİTAPTA" Çiftçinin üretemediğini, gıda krizinin kapıda olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Sadece üç üründen söz edeceğim, gübreden, yemden ve mazottan. Çiftçi ne yapsın. Tarlaya gübre atamadı çiftçi. Daha baharımızı yaşıyoruz. Çiftçi üretemiyor. Çiftçi üretemezse, gıda krizi ile karşı karşıya kalırız. Fahiş fiyatın bilinen tek aktörü vardır, onun adı da Erdoğan'dır. Evlerde huzur bırakmadı. Yine millete döndü dedi ki, ben ekonominin kitabını yazdım. Zam dışında bir şey yok o kitapta. Yokuş aşağı gidiyoruz ama daha fazla zayiat olmasın diye, getir arkadaş sandığı sen düzeltemezsen düzeltecek insanlar var bu ülkede demek istiyoruz." Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının devamı şöyle: "Dolarla ihale alanlar hayatlarından çok memnun. Mevduatın elde edeceği faize dolarla garanti verenler ya da alanlar, bunlar da çok memnun. Torpiliyle beş yerden maaş alanlar bunlar son derece memnunlar. Bunlar dönüp dolayıp Erdoğan'a dua ediyorlar. Kim yararlanıyor bu düzenden? İşte bu parazitler yararlanıyor. Ama Millet İttifakı olarak biz bu sorunu çözeceğiz. Türkiye'yi dolar baronlarının ülkesi haline dönüştürmeyeceğiz. Bahçeli'ye de söyleyeyim senin milliyetçilik diye ortada gezmenden de hoşlanmıyorum. Milliyetçi demek liraya değer veren kişi demektir. Hiçbir ülkücü haramzadelere hizmet etmez. "MEMLEKETİ KATAR KATAR SATTINIZ" Katarlılara neler verdiniz. Vermediğiniz yer kalmadı. Memleketi Katar Katar satarsınız, ortalığa çıkıp ben milliyetçiyim diye gezersiniz. Beşli çete de var bunun içinde. Türkiye'nin bütün mal varlıkları peşkeş çekiliyor, ama kendisine milliyetçi, ülkücü diyenler sözde biz buna karşıyız diyor, tam tersine destek veriyorlar. Konuşamazlar Katarlılara karşı. Katar aşkının topluma maliyeti nedir, bunu araştırmak lazım. Devleti yönetmeyi değil, devleti soymayı amaçlamışlar. Devletin malı deniz felsefesiyle hareket ediyorlar. Bunlar bir avuç insan kene gibi milletin sırtına yapışmış kanını emiyorlar. Titanic diye bir gemi vardı. Fakirlerin olduğu kata kilit vurdular, yukarı çıkıp filikalara binmesinler diye. Batan geminin malları felsefesiyle yapıyorlar o filikalara da binip gitmeyi istiyorlar ama biz göndermeyeceğiz. Bir soru daha var, faizler gerçekten düştü mü? Merkez Bankası'nın politika faizi düştü doğru. Peki diğer faizler? Devletin beş yıllık borçlanma faizi... Eylülden bu yana yükseldi. Ticari kredi faizleri yüzde 21'den yüzde 23'e çıktı. Faizleri düşüreceğiz Nas var diyip, dini siyasete alet edip, arka kapıdan Hazine'yi soyup faizcilere ve tefecilere hizmet ediyorlar. Faizcilere, tefecilere hizmet veren Saray'da oturan zattır, adı da Erdoğan'dır. "ANKARA'DA DAYISI OLMAYANLARIN SESİ OLMAK İÇİN GİTTİM" Geçen hafta Erdoğan, en garip söylemlerle bir şeyler söyledi. Güya ben eşkıyaymışım. MEB'e gittiğim için eşkıya diyor. Neden gittim o kapıya? Mahsuni Şerif'in bir türküsüyle buna bir cevap vereyim: 'Kader yolunda yorgunsun. Kurban gelir payın yoktur. Haftan yoktur, ayın yoktur. Ankara’da dayın yoktur. Mamudo kurban niye doğdun.' İşte Ankara'da dayısı olmayanların sesi olmak için gittim. Ben oraya gittiğimde, kapıları kapadılar, oraya genel başkan gelmesin diye. Ankara'da amcanız, Ankara'da dayınız var fitil fitil hesabını soracağız. Arkadaşlarıma söyledim, tüm hazırlıklar tama. CHP'nin hukuktan sorumlu il başkanları gerekli dosyaları hazırladı. İsteyen evladımız, buralara başvuru yapacak ve kendilerine her türlü destek sağlanacak."