150 yıl önce düşen göktaşı Osmanlı arşivlerinde keşfedildi
Dünya'ya 1888 yılında düşen gök taşı Osmanlı arşivlerinde keşfedildi. Irak Musul'daki, "meteor çarpması sonucu 22 Ağustos 1888 yılında bir kişinin öldüğü" bilgisi, Osmanlı arşivlerinde yapılan incelemeyle ortaya çıkarıldı.
Irak Musul'daki, "meteor çarpması sonucu 22 Ağustos 1888 yılında bir kişinin öldüğü" bilgisi, Osmanlı arşivlerinde yapılan incelemeyle ortaya çıkarıldı. Milliyet'ten edinilen bilgilere göre; Trakya Üniversitesi (TÜ) Tarih Bölümü doktora öğrencisi, arkeolog ve sanat tarihçisi Altay Bayatlı, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Ünsalan ve NASA-SETI Enstitüsünden Dr. Peter Jenniskens konuyu araştırarak bilimsel makale haline getirdi.
Osmanlı arşivlerinden yararlanılarak hazırlanan makale, yurt dışında bilimsel bir dergide yayımlandı. Bayatlı, yıllardır Osmanlı tarihiyle ilgili araştırmalar yaptığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığının Osmanlı Arşivi Bölümü'nde ilginç ve bir o kadar da önemli bir belgeye rastladığını belirten Bayatlı, "Belge ilgimi çekti, çok hoş Osmanlıca'yla yazılmıştı. Irak'ın Musul vilayetine düşen meteor sonucu Süleymaniye bölgesinde bir insanın ölmesi anlatılıyordu belgede. Dünya tarihinde bugüne kadar kayda alınmış meteor kazalarında ölüm vakasına direkt olarak rastlanmamıştı." dedi.
Sultan 2. Abdülhamid Han'ın istihbarat ağına çok önem gösterdiğinin bilindiğini ifade eden Bayatlı, şunları kaydetti:
"Abdülhamid Han, o dönemde bölgelerindeki valilerden yaşananlarla ilgili sürekli bilgi, yani tahrirat (resmi daire tarafından yazılan yazı) istiyor. Devlet arşivlerindeki bu belge de bir tahrirat belgesidir. Musul Valisi Darendeli Mustafa Faik Paşa merkeze bu bilgiyi gönderiyor. Gönderdiği belgede taş yağdığını, Süleymaniye'nin doğusundaki Dilaver köyünde bir kişinin öldüğü ve bir kişinin yaralandığını anlatıyor belgede. Dünyada ilk olma özelliğiyle de bu yüzden önemli bir belgedir."
"Türk bilim insanları çalıştı, NASA'dan katkı alındı"
Doç. Dr. Ünsalan da yayımlanan makalenin dünyada büyük ses getirdiğini ifade etti. Yurt içi ve dışında bu makale baz alınarak konunun haber yapıldığını aktaran Ünsalan, şöyle devam etti:
"Fakat bu haberlerde bazı yanlış noktalar gözümüze çarptı. İngiliz bilim insanlarının yapmış olduğu çalışmalardan bahsediliyor. Sanki İngiliz bilim insanları bizim devlet arşivlerimize girmiş ve burada bu araştırma sonuçlarını ortaya çıkarmış oldukları gibi bir izlenim. Bu çalışmalar tamamen ülkemizde gerçekleştirilmiş oldu, Türk bilim insanlarının ortaklaşa disiplinler arası çalışmaları ve NASA'dan da katkılar sonucuyla bu bilimsel çalışma dünya çapında ses getirdi."
Meteorların yüksek hızla atmosfere girdikten sonra yüzde 95'lik kitlesini kaybettiğini anlatan Ünsalan, "Önceki yıllarda yaşanan Bingöl'ün Sarıçiçek köyündeki olayı hatırlamak gerekirse, atmosfere girmeden önceki gök taşı 4 ton kadardı. Atmosfere girdikten sonra parçalandı ve geriye kalan 17-20 kilogramlık bir kitleden bahsediyoruz." dedi.
Doç. Dr. Ünsalan, meteorların tümüyle dünyaya girmediğini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ama demek değildir ki dünyaya girmeyecek ve birisini öldürmeyecek. Osmanlı döneminde yaşanmış böyle bir vaka ile karşı karşıyayız. O dönemde de meteor bir bölgeye yağıyor parçalanarak, bir kişinin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına, felç olmasına neden oluyor. Osmanlı döneminde yaşanan bu olay son derece ender bir durum. Bu konuyu araştırmalarımız sonucu Altay Bayatlı ve Dr. Peter Jenniskens ile uluslararası bir dergide yayımlamış olduk ve bundan ülkemiz adına son derece gururluyuz."